Mojopages.com
UEFA Şampiyonlar Ligi Kadro Bildirimi: 2025-2026 Sezonu İçin Kapsamlı Rehber (Tarihler, Kurallar ve Stratejiler)

UEFA Şampiyonlar Ligi Kadro Bildirimi: 2025-2026 Sezonu İçin Kapsamlı Rehber (Tarihler, Kurallar ve Stratejiler)

UEFA Şampiyonlar Ligi, sadece saha içindeki mücadeleyle değil, aynı zamanda kulüplerin perde arkasında yürüttüğü titiz planlama ve stratejik hamlelerle de şekillenen, dünyanın en prestijli futbol turnuvasıdır. Bu stratejinin en kritik halkalarından biri, hiç şüphesiz kadro bildirim sürecidir. Kulüplerin Avrupa sahnesinde kullanacağı oyuncu listelerini UEFA’ya ne zaman ve hangi kurallar çerçevesinde sunacağı, hem transfer politikalarını hem de sezon planlamalarını doğrudan etkiler. Özellikle 2024-2025 sezonuyla başlayan ve 36 takımlı yeni “İsviçre Modeli” lig formatıyla birlikte, kadro yönetimi her zamankinden daha karmaşık ve önemli hale gelmiştir.

Bu kapsamlı rehber, “Şampiyonlar Ligi kadro bildirimi ne zaman?” sorusuna net yanıtlar vermekle kalmayıp, aynı zamanda UEFA’nın A ve B listesi kurallarını, kulüpler için büyük bir stratejik bulmaca olan “yerli oyuncu” statüsünü, devre arası değişiklik haklarını ve yeni formatın getirdiği taktiksel zorunlulukları tüm detaylarıyla ele almaktadır. 2025-2026 sezonu için kulüplerin uyması gereken tüm kurallar, tarihler ve bu kuralların Türk takımları üzerindeki özel etkileri, bu raporda derinlemesine incelenmektedir.

1. Bölüm 1: Kritik Tarihler: 2025-2026 Şampiyonlar Ligi Kadro Bildirim Takvimi 2. Bölüm 2: Kadronun Anatomisi: A Listesi ve B Listesi Kuralları Detaylı Anlatım 3. Bölüm 3: “Yerli Oyuncu” Statüsü: UEFA’nın Altyapı Kuralı Mercek Altında 4. Bölüm 4: Devre Arası Hamleleri: Eleme Turları İçin Kadro Güncelleme 5. Bölüm 5: Yeni Format, Yeni Stratejiler: İsviçre Modeli ve Kadro Planlaması 6. Bölüm 6: Türk Takımlarının Avrupa Serüveni: UEFA Kuralları ve Süper Lig Gerçekleri 7. Bölüm 7: Yeni Formatın Finansal Boyutu: Artan Gelirler ve Ödül Dağılımı 8. Sonuç ve Sıkça Sorulan Sorular

Bölüm 1: Kritik Tarihler: 2025-2026 Şampiyonlar Ligi Kadro Bildirim Takvimi

Kadro bildirim süreci, sezon boyunca belirli tarihlere yayılmış, katı kurallara tabi bir takvimle yönetilir. Bu tarihleri kaçırmak, bir oyuncunun turnuvanın belirli bir aşamasında oynayamaması anlamına gelir. Bu nedenle kulüpler için bu takvimi titizlikle takip etmek hayati önem taşır.

Lig Aşaması İçin Son Tarih

Yeni formatın kalbi olan 36 takımlı lig aşaması için kulüplerin A Listesi olarak bilinen ana kadrolarını UEFA’ya bildirmeleri gereken son tarih, sezonun en kritik idari anıdır. 2025-2026 sezonu için bu tarih 2 Eylül 2025, Salı günü, Orta Avrupa Saati (CET) ile 24:00 olarak belirlenmiştir. Bu tarih, Türkiye Saati (TSİ) ile  

3 Eylül 2025, Çarşamba sabahı 01:00’e denk gelmektedir.  

Bu tarihin en önemli özelliği, birçok ülkenin ulusal transfer döneminin kapanış tarihinden bağımsız olmasıdır. Örneğin, Türkiye’de yaz transfer dönemi genellikle Eylül ayının ortalarına kadar devam ederken , UEFA’nın bu kesin tarihi, kulüpleri Avrupa’da oynatmayı planladıkları oyuncuların transferlerini çok daha erken bitirmeye zorlar. Bu durum, özellikle son dakika transferlerine alışkın kulüpler için ciddi bir planlama baskısı yaratır. 2 Eylül’den sonra transfer edilen bir oyuncu, lig aşamasında kesinlikle forma giyemez. Bu durum, Galatasaray’ın İlkay Gündoğan’ı transfer etme senaryosunda olduğu gibi, kulüplerin önemli transfer görüşmelerini hızlandırması için bir “yumuşak son tarih” (soft deadline) oluşturur.  

Eleme Aşaması (Knockout) İçin Kadro Güncelleme Tarihi

Lig aşamasını başarıyla tamamlayıp eleme turlarına (knockout phase) yükselen kulüplere, kadrolarını güçlendirmeleri için bir fırsat daha tanınır. Devre arası transfer döneminde takıma katılan yeni oyuncuları listeye eklemek için belirlenen son tarih, 2025-2026 sezonu için 5 Şubat 2026, Perşembe, 24:00 CET‘dir. Bu tarih, Türkiye saatiyle  

6 Şubat 2026, Cuma sabahı 02:00’ye denk gelir. Kulüpler bu tarihe kadar en fazla üç yeni oyuncuyu A Listesi’ne dahil edebilirler.  

Ön Eleme Turları Bildirimleri

Şampiyonlar Ligi’ne lig aşamasından değil de ön eleme turlarında başlayan takımlar için her tur öncesinde ayrı bir kadro bildirim tarihi bulunur. Örneğin, 2025-2026 sezonu takvimine göre birinci ön eleme turu için son tarih 3 Temmuz, ikinci tur için 17 Temmuz gibi tarihler belirlenmiştir. Kulüplerin her turu geçtikten sonra bir sonraki tur için listelerini güncelleme ve hatta tamamen değiştirme hakkı vardır. Bu, ön eleme oynayan takımlara transfer döneminin sonuna kadar kadrolarını şekillendirme esnekliği tanır.  

B Listesi’nin Dinamik Yapısı

A Listesi’nin katı tarihlerinin aksine, B Listesi kulüplere sezon boyunca dinamik bir esneklik sunar. B Listesi, belirli kriterlere uyan genç oyuncuların dahil edildiği bir listedir ve bu liste için tek bir son tarih yoktur. Kulüpler, her bir Şampiyonlar Ligi maçından bir gün önce, CET ile 24:00’e kadar (maçın oynanacağı güne bağlı olarak TSİ 01:00 veya 02:00) B Listesi’ni güncelleyip UEFA’ya sunabilirler. Bu, teknik direktörlere maç özelinde genç yetenekleri kadroya dahil etme imkanı verir.  

Aşağıdaki tablo, 2025-2026 sezonu için tüm kritik kadro bildirim tarihlerini özetlemektedir:

Tablo: 2025-2026 UEFA Şampiyonlar Ligi Kadro Bildirim Tarihleri

Aşama (Phase)Son Bildirim Tarihi (CET)Son Bildirim Tarihi (TSİ)Notlar (Notes)
Lig Aşaması (A Listesi)2 Eylül 2025, 24:003 Eylül 2025, 01:00Ana kadronun son bildirim tarihi.
Eleme Aşaması Güncellemesi5 Şubat 2026, 24:006 Şubat 2026, 02:00En fazla 3 yeni oyuncu eklenebilir.
B ListesiHer maçtan bir gün önce, 24:00Her maçtan bir gün önce, 01:00/02:00Sınırsız sayıda uygun genç oyuncu.
Ön Eleme TurlarıTura göre değişir (Temmuz/Ağustos)Tura göre değişirHer tur öncesi liste güncellenir.

Экспортировать в Таблицы

Bölüm 2: Kadronun Anatomisi: A Listesi ve B Listesi Kuralları Detaylı Anlatım

UEFA’nın kadro tescil sistemi, iki temel liste üzerine kuruludur: A Listesi ve B Listesi. Her bir listenin kendine özgü kuralları, amaçları ve stratejik önemi vardır. Bu iki listeyi doğru yönetmek, bir kulübün Avrupa’daki başarısı için kritik bir faktördür.

A Listesi: Takımın Omurgası

A Listesi, bir takımın Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek ana kadrosunu oluşturur. Bu liste, kulübün en tecrübeli ve kilit oyuncularını içerir ve katı kurallara tabidir.

  • Oyuncu Sayısı: A Listesi’ne en fazla 25 oyuncu kaydedilebilir. Ancak bu sayı mutlak değildir. Eğer bir kulüp, UEFA’nın “yerli oyuncu” kontenjanını dolduramazsa, bu 25 kişilik maksimum sayı, eksik kalan yerli oyuncu sayısı kadar düşürülür. Bu, kadro planlamasında dikkat edilmesi gereken en önemli cezalardan biridir.  
  • Kaleci Zorunluluğu: 25 kişilik A Listesi’nde en az iki kalecinin bulunması zorunludur.  
  • Gerekli Bilgiler: Kulüpler, listeye dahil ettikleri her oyuncu için ad, soyad, doğum tarihi, forma numarası, uyruk ve ülkesindeki tescil tarihi gibi detaylı bilgileri sunmak zorundadır. Ayrıca, listenin kulüp doktoru tarafından tüm oyuncuların gerekli sağlık kontrollerinden geçtiğini onaylayan bir belgeyle birlikte sunulması gerekir. Teknik direktör ve birinci yardımcı antrenörün isimleri de bu listede yer almalıdır.  

B Listesi: Genç Yeteneklerin Sahnesi

B Listesi, kulüplere genç oyuncularını Avrupa sahnesine çıkarma konusunda muazzam bir esneklik sağlayan stratejik bir araçtır. A Listesi’nin aksine, B Listesi’nde oyuncu sayısı sınırı yoktur.  

  • Stratejik Esneklik: Güçlü altyapılara sahip kulüpler için B Listesi, adeta bir “gölge kadro” işlevi görür. Yeni lig formatının getirdiği artan maç yoğunluğu ve sakatlık riskleri göz önüne alındığında, B Listesi’nden oyuncu kullanabilme yeteneği, bir takımın sezon boyunca direncini ve rekabet gücünü korumasına yardımcı olur. Bu liste, A Listesi’ndeki değerli bir kontenjanı harcamadan genç oyunculara şans verme ve kadro derinliğini artırma imkanı sunar.
  • Uygunluk Kriterleri: Bir oyuncunun B Listesi’ne kaydedilebilmesi için iki temel şartı aynı anda sağlaması gerekir:
    1. Yaş Kriteri: Oyuncunun UEFA tarafından her sezon için belirlenen bir tarihten sonra doğmuş olması gerekir. Örneğin, 2025-2026 sezonu için bu tarih 1 Ocak 2004 olarak belirlenmiştir. Bu tarih her sezon bir yıl ileri kayar.  
    2. Kulüpte Geçirilen Süre Kriteri: Oyuncunun, 15. yaş gününden itibaren, mevcut kulübünde kesintisiz en az iki yıl boyunca oynama uygunluğuna sahip olması şarttır. 16 yaşındaki oyuncular ise, kulüpte kesintisiz olarak önceki iki yıl boyunca tescilli olmaları halinde listeye dahil edilebilirler.  

Özel Durum: Kaleci Değişikliği

UEFA, kaleci pozisyonunun kritikliğini göz önünde bulundurarak özel bir kural uygulamaktadır. Eğer bir kulüp, A Listesi’ne kayıtlı en az iki kalecisinin hizmetinden uzun süreli sakatlık veya hastalık (en az 30 gün süren) nedeniyle faydalanamazsa, sezon içinde herhangi bir zamanda geçici olarak bir kaleciyi değiştirme hakkına sahip olur. Bu, kulüpleri olası bir kaleci krizine karşı koruyan önemli bir güvencedir.  

Bölüm 3: “Yerli Oyuncu” Statüsü: UEFA’nın Altyapı Kuralı Mercek Altında

UEFA kadro bildirim kurallarının en karmaşık ve stratejik açıdan en zorlayıcı bölümü, “yerli oyuncu” (locally trained player) kuralıdır. 2008-2009 sezonundan itibaren tam olarak uygulanan bu kural, Bosman kararının ardından kulüplerin sadece transfer piyasasına yönelmesini engellemek ve yerel yeteneklerin gelişimini teşvik etmek amacıyla tasarlanmıştır.  

Genel Kural: 8 Yerli Oyuncu

A Listesi’ndeki 25 kişilik kontenjanın en az 8’i, UEFA’nın tanımladığı “yerli oyuncu” statüsündeki futbolculara ayrılmak zorundadır. Bu kuralın temelinde oyuncunun milliyeti değil, 15 ila 21 yaşları arasında nerede ve ne kadar süreyle futbol eğitimi aldığı yatar.  

İki Alt Kategori

8 kişilik yerli oyuncu kontenjanı, kendi içinde iki farklı kategoriye ayrılır ve kulüplerin her iki kategorideki şartları da yerine getirmesi beklenir:

  1. Kulüpte Yetişmiş Oyuncu (Club-Trained Player): Bu kategori, bir kulübün kendi altyapısının ne kadar verimli çalıştığının bir göstergesidir. Bir oyuncunun bu statüde sayılabilmesi için, milliyetine bakılmaksızın, 15 ila 21 yaşları arasında, mevcut kulübünde en az üç tam sezon (veya 36 ay) boyunca tescilli olması gerekir. A Listesi’ndeki 8 yerli oyuncudan   en az 4’ünün bu kriteri karşılaması zorunludur.  
  2. Federasyonda Yetişmiş Oyuncu (Association-Trained Player): Bu kategori, ülke futbolunun genel altyapı kalitesini yansıtır. Bir oyuncu, 15 ila 21 yaşları arasında, aynı ülke federasyonuna bağlı herhangi bir kulüpte (mevcut kulübü veya başka bir kulüp) en az üç tam sezon (veya 36 ay) tescilli olmuşsa bu statüyü kazanır. Kulüpler, 8 kişilik yerli kontenjanının kalan kısmını doldurmak için   en fazla 4 federasyonda yetişmiş oyuncu kullanabilir.  

Kontenjanı Dolduramama Cezası

UEFA, bu kurala uyumu sağlamak için caydırıcı bir ceza mekanizması uygulamaktadır. Eğer bir kulüp, 8 kişilik yerli oyuncu kontenjanını dolduramazsa, A Listesi’ndeki maksimum oyuncu sayısı, eksik kalan her bir yerli oyuncu için bir kişi azaltılır. Örneğin, listesinde sadece 5 yerli oyuncu bulunan bir kulüp, Şampiyonlar Ligi’ne 25 yerine sadece  

25−(8−5)=22 oyuncu kaydedebilir. Bu durum, kulübün kadro derinliğini ciddi şekilde kısıtlayarak Avrupa’daki rekabet gücünü olumsuz etkiler.

Kuralın İncelikleri

Bu kuralın milliyetle değil, eğitimle ilgili olduğunu anlamak çok önemlidir. Örneğin, İspanyol Cesc Fàbregas, altyapı eğitiminin önemli bir bölümünü Arsenal’de aldığı için UEFA kurallarına göre İngiltere’de “federasyonda yetişmiş” bir oyuncu olarak kabul ediliyordu. Buna karşılık, İngiliz milli takım oyuncusu Eric Dier, altyapı eğitimini Portekiz’in Sporting Lizbon kulübünde aldığı için Tottenham adına “yerli oyuncu” statüsünde sayılamıyordu. Bu örnekler, kuralın ne kadar hassas ve detaylı olduğunu göstermektedir.  

Aşağıdaki tablo, iki yerli oyuncu kategorisi arasındaki farkları net bir şekilde özetlemektedir:

Tablo: UEFA Yerli Oyuncu Kuralı: Tanımlar ve Kotalar

Kategori (Category)Tanım (Definition)A Listesi Kotası (List A Quota)Örnek (Example)
Kulüpte Yetişmiş15-21 yaşları arasında, mevcut kulübünde en az 3 yıl oynamış.Minimum 4 oyuncuArda Güler (Real Madrid için), Ozan Kabak (Galatasaray için)
Federasyonda Yetişmiş15-21 yaşları arasında, aynı ülke federasyonuna bağlı başka bir kulüpte en az 3 yıl oynamış.Toplam 8’e tamamlamak için en fazla 4 oyuncuÇağlar Söyüncü (Fenerbahçe için, Altınordu’da yetiştiği için)

Экспортировать в Таблицы

Bölüm 4: Devre Arası Hamleleri: Eleme Turları İçin Kadro Güncelleme

Şampiyonlar Ligi’nin eleme aşamasına kalan takımlar için devre arası transfer dönemi, şampiyonluk yolunda kritik bir virajdır. UEFA, kulüplere bu dönemde kadrolarını revize etme ve güçlendirme imkanı tanır, ancak bu da belirli kurallara bağlıdır.

Üç Değişiklik Hakkı

Lig aşamasından sonra, kulüpler A Listesi’ne en fazla üç yeni oyuncu ekleyebilirler. Bu hak, takımların devre arasında yaptığı transferlerle kadrolarındaki eksiklikleri gidermeleri veya formda oyuncuları takıma dahil etmeleri için hayati bir fırsattır. Ancak, A Listesi’nin 25 kişilik toplam oyuncu sınırı bu aşamada da geçerlidir. Eğer bir kulübün listesi zaten 25 kişiden oluşuyorsa, yeni bir oyuncu ekleyebilmek için mevcut listeden bir oyuncuyu çıkarmak zorundadır.  

Tarihe Karışan Kural: “Cup-Tied” Statüsünün Sonu

Devre arası kadro güncelleme kurallarındaki en devrimci değişiklik, 2018-2019 sezonunda “cup-tied” olarak bilinen kuralın kaldırılmasıdır. Bu kuraldan önce, bir oyuncu aynı sezon içinde bir takımın formasıyla herhangi bir UEFA kulüp turnuvasında (Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi) forma giymişse, devre arasında başka bir takıma transfer olsa bile o sezon yeni takımıyla Avrupa’da oynayamazdı. Bu durum, kulüplerin devre arasında yapabileceği üst düzey transferleri ciddi şekilde kısıtlıyordu.  

Bu kuralın kaldırılmasıyla birlikte, artık bir oyuncu sezonun ilk yarısında A takımıyla Şampiyonlar Ligi lig aşamasında oynayıp, devre arasında transfer olduğu B takımıyla eleme turlarında sahaya çıkabilir. Bu değişiklik, Ocak transfer döneminin stratejik önemini kökten değiştirmiştir. Artık bu dönem sadece lig hedefleri için değil, aynı zamanda Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için de kritik bir takviye penceresi haline gelmiştir. Kulüpler, turnuvadan elenmiş güçlü takımların yıldız oyuncularını transfer ederek kadrolarına anında etki edecek isimler katabilirler. Dušan Vlahović’in Juventus’a veya Luis Díaz’ın Liverpool’a transferleri gibi hamleler, bu yeni kuralın takımlar üzerindeki dönüştürücü etkisine örnek olarak gösterilebilir.  

İstisnai Durumlar

UEFA talimatlarında, Norveç veya İsveç gibi takvim yılına göre (ilkbahar-sonbahar) işleyen liglerde mücadele eden kulüpler için bazı istisnai durumlar belirtilmiştir. Bu kulüpler, sezon ortasında çok sayıda oyuncu kaybetmeleri durumunda üçten fazla değişiklik yapma hakkına sahip olabilirler. Ancak bu durum, Türkiye Süper Ligi gibi sonbahar-ilkbahar formatında oynanan ligler için geçerli değildir.  

Bölüm 5: Yeni Format, Yeni Stratejiler: İsviçre Modeli ve Kadro Planlaması

2024-2025 sezonuyla birlikte UEFA Şampiyonlar Ligi, geleneksel grup aşamasını terk ederek “İsviçre Modeli” olarak adlandırılan yenilikçi bir formata geçiş yaptı. Bu yeni sistem, sadece turnuvanın yapısını değil, aynı zamanda kulüplerin kadro planlama stratejilerini de temelden değiştirdi.

Yeni Sistemin Getirdikleri

Eski sistemdeki 32 takımın dörderli sekiz gruba ayrıldığı formatın yerini, 36 takımın tek bir büyük ligde toplandığı bir yapı aldı. Bu yeni lig aşamasında her takım, dördü iç sahada dördü deplasmanda olmak üzere, 8 farklı rakibe karşı 8 maç oynar. Rakipler, kura çekimiyle dört farklı torbadan belirlenir, böylece her takımın fikstürü çeşitlilik gösterir.  

Eleme Aşamasına Giden Yol

Lig aşaması sonunda oluşan 36 takımlık puan tablosuna göre:

  • İlk 8’de yer alan takımlar, doğrudan Son 16 turuna yükselir.
    1. ile 24. sıralar arasında yer alan takımlar, Son 16’ya kalabilmek için kendi aralarında iki ayaklı bir eleme turu play-off’u oynar.
    1. ve daha alt sıralardaki takımlar ise Avrupa’dan tamamen elenir ve Avrupa Ligi’ne düşme şansı bulamazlar.  

Artan Maç Sayısı ve Kadro Derinliği

Bu yeni formatın en belirgin sonucu, maç sayısındaki artıştır. Eskiden Son 16 turuna ulaşmak için 6 maç yeterliyken, şimdi takımların en az 8, play-off oynamaları durumunda ise 10 yüksek tempolu maç yapmaları gerekiyor. Bu durum, kadro derinliği, rotasyon ve sakatlık yönetimi gibi unsurları her zamankinden daha kritik hale getiriyor.

Eski grup sisteminde, bir takım 4. veya 5. maçlar sonunda tur atlamayı veya elenmeyi garantilediğinde, son maçlar “formalite” havasında geçebilirdi. Bu da kilit oyuncuları dinlendirmek için bir fırsat sunuyordu. Ancak yeni lig formatında, her maçın ve her puanın önemi vardır. Çünkü ligdeki nihai sıralama, sadece bir üst tura çıkıp çıkmamayı değil, aynı zamanda doğrudan Son 16’ya gitmeyi (ilk 8), play-off turunda seribaşı olmayı (9-16) veya seribaşı olmayan bir takımla eşleşmeyi (17-24) belirler. Bu nedenle, “önemsiz maç” kavramı neredeyse ortadan kalkmıştır.  

Bu sürekli rekabet baskısı, teknik direktörleri sezon boyunca geniş bir oyuncu havuzundan faydalanmaya itmektedir. Bu noktada, A Listesi’ndeki çok yönlü (utility) oyuncuların ve B Listesi’ndeki hazır genç yeteneklerin değeri katlanarak artmaktadır. Kadro planlaması artık sadece güçlü bir ilk 11 kurmak değil, 8-10 maçlık yoğun bir maratonu kaldırabilecek, farklı rakiplere ve taktiksel ihtiyaçlara cevap verebilecek, 25’ten fazla oyuncudan oluşan dirençli bir yapı oluşturmak anlamına gelmektedir.

Bölüm 6: Türk Takımlarının Avrupa Serüveni: UEFA Kuralları ve Süper Lig Gerçekleri

UEFA’nın kadro kuralları tüm katılımcı kulüpler için geçerli olsa da, Türkiye’deki kulüpler bu kuralları Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) kendi yabancı oyuncu kurallarıyla birlikte yorumlamak zorunda kaldıkları için benzersiz zorluklarla karşılaşmaktadır.

İki Cephede Savaş: Süper Lig ve Avrupa

Türk kulüpleri, kadro mühendisliği yaparken iki farklı ve bazen birbiriyle çelişen kural setini dengelemek zorundadır. Bir yanda, UEFA’nın 25 kişilik A Listesi’nde en fazla 17 “yerli olmayan” oyuncuya izin veren ve 8 yerli oyuncu (4’ü kulüpte yetişmiş) zorunluluğu getiren katı altyapı kuralı bulunmaktadır. Diğer yanda ise, TFF’nin Süper Lig için belirlediği ve yıllar içinde sürekli değişen yabancı oyuncu sınırı vardır. Bu durum, kulüpleri hem Süper Lig’de şampiyonluğa oynayacak hem de Avrupa’da rekabet edebilecek karma bir kadro oluşturmaya iterken ciddi planlama sorunlarına yol açar.  

“Türk Primi”: Şişen Fiyatlar ve Transfer Zorlukları

Bu “çifte kıskaç” durumu, Türk futbol piyasasında “Türk primi” olarak bilinen bir olguyu ortaya çıkarmıştır. Hem Süper Lig’deki yabancı kuralını karşılayacak hem de UEFA’nın “yerli oyuncu” statüsüne (özellikle federasyonda yetişmiş) uyan kaliteli Türk oyuncuların sayısı sınırlıdır. Bu sınırlı arza karşılık, özellikle Avrupa’da mücadele eden büyük kulüplerden gelen yüksek talep, bu oyuncuların piyasa değerlerini ve maaş beklentilerini yapay olarak şişirmektedir.  

Sonuç olarak, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi kulüpler, normal piyasa koşullarında daha ucuza mal olabilecek yerli oyuncular için fahiş bonservis bedelleri ve maaşlar ödemek zorunda kalabilmektedir. Bu durum, kulüplerin bütçelerini verimsiz kullanmalarına ve uluslararası pazarda rekabet gücü yüksek yabancı yıldızları transfer etmek için ayırabilecekleri kaynakların azalmasına neden olmaktadır.  

Stratejik Hamleler ve Kadro Dışı Kalanlar

Bu ikili kural seti, kulüpleri zorlu stratejik kararlar almaya iter. Bazen bir Türk kulübü, UEFA’nın 17 yerli olmayan oyuncu sınırına takılmamak için kaliteli bir yabancı oyuncusunu Şampiyonlar Ligi listesinin dışında bırakmak zorunda kalabilir. Diğer bir senaryoda ise, yeterli sayıda ve kalitede “kulüpte yetişmiş” veya “federasyonda yetişmiş” oyuncu bulamadığı için UEFA’ya 25’ten daha az (örneğin 22 veya 23) oyuncu bildirmek zorunda kalabilir, bu da kadro derinliğini ciddi şekilde zedeler.  

Bu yapısal sorunlar, Türk kulüplerinin Avrupa’daki uzun vadeli başarısının sadece transfer piyasasındaki hamlelere değil, aynı zamanda altyapı sistemlerini reforme etme yeteneklerine de bağlı olduğunu göstermektedir. UEFA’nın “kulüpte yetişmiş” oyuncu kotasını en etkili ve sürdürülebilir şekilde doldurmanın yolu, bu oyuncuları yüksek bedellerle transfer etmek yerine, kendi akademilerinde yetiştirmektir. Altyapılarına yatırım yaparak hem UEFA kurallarına uygun hem de A takım seviyesinde rekabet edebilecek 4-5 oyuncu çıkarabilen kulüpler, hem finansal hem de stratejik olarak rakiplerinin önüne geçecektir. Bu, pahalı yerli transferlerine harcanacak kaynakların, takımı bir üst seviyeye taşıyacak elit yabancı oyunculara yönlendirilmesini sağlayacaktır.

Bölüm 7: Yeni Formatın Finansal Boyutu: Artan Gelirler ve Ödül Dağılımı

UEFA Şampiyonlar Ligi’nin yeni formatı, sadece sportif rekabeti değil, aynı zamanda finansal ödül yapısını da yeniden şekillendirdi. Kulüpler için artan maç sayısı, daha fazla gelir potansiyeli anlamına geliyor ve UEFA’nın ödül dağıtım modeli de bu yeni yapıyı yansıtacak şekilde güncellendi.

Büyüyen Pasta

UEFA’nın kulüp turnuvaları için ayırdığı toplam ticari gelir ve ödül havuzu devasa boyutlardadır. Bu havuzun en büyük payı, yaklaşık 2.5 milyar Euro ile Şampiyonlar Ligi’ne aittir. Bu rakam, turnuvaya katılımın kulüpler için ne kadar büyük bir finansal fırsat olduğunu göstermektedir.  

Gelir Dağılımı

Yeni formatta ödül parası, birkaç ana bileşene ayrılmıştır:

  • Katılım Payı (Starting Fee): Lig aşamasına katılmaya hak kazanan 36 kulübün her biri, turnuvaya başlangıç olarak yaklaşık 18.62 milyon Euro‘luk sabit bir katılım ücreti alır. Bu, en düşük sıralamadaki takımın bile önemli bir gelir elde etmesini garanti eder.  
  • Performans Bonusları (Performance Bonuses): Kulüplerin lig aşamasındaki sportif başarıları doğrudan ödüllendirilir. Alınan her galibiyet için yaklaşık 2.1 milyon Euro, her beraberlik için ise 700,000 Euro ödeme yapılır.  
  • Lig Sıralaması Bonusu (League Ranking Bonus): Yeni formatın en yenilikçi finansal unsurlarından biri budur. Lig aşaması sonunda oluşan puan durumundaki her bir sıra, ek bir bonus kazandırır. Toplam ödül havuzu, her biri yaklaşık 275,000 Euro değerinde “paylara” bölünür. 36. sıradaki takım bir pay alırken, bu miktar her sıra yükseldikçe artar ve ligi birinci sırada bitiren takım 36 pay (yaklaşık 9.9 milyon Euro) kazanır.  
  • Eleme Turu Ödemeleri (Knockout Stage Payments): Turnuvada ilerledikçe ödüller katlanarak artar:
    • Eleme turu play-off’una katılım: 1 milyon Euro
    • Son 16 turuna yükselme: 11 milyon Euro
    • Çeyrek finale yükselme: 12.5 milyon Euro
    • Yarı finale yükselme: 15 milyon Euro
    • Finalist: 18.5 milyon Euro
    • Şampiyon: Finale kaldığı için aldığı paraya ek olarak 6.5 milyon Euro daha kazanır (toplamda finalden 25 milyon Euro).  

Bu kalemler bir araya geldiğinde, turnuvayı kazanan bir kulübün sadece UEFA ödül parasından 100 ila 150 milyon Euro arasında bir gelir elde etmesi mümkündür. Bu rakama yayın hakları ve katsayı sıralamasına dayalı “değer sütunu” (value pillar) ödemeleri dahil değildir.  

Bu yeni finansal model, lig sıralaması bonusu sayesinde, lig aşamasındaki her bir maçın sonucunu finansal olarak da önemli kılmaktadır. Eskiden son maçlarda rotasyon yapabilen takımlar, şimdi ligde bir sıra daha yukarıda bitirmenin getireceği milyonlarca Euro’luk ek gelir için son ana kadar en iyi kadrolarıyla mücadele etmeye teşvik edilmektedir. Bu durum, Bölüm 5’te bahsedilen kadro derinliğinin sadece sportif bir avantaj değil, aynı zamanda finansal bir gereklilik olduğunu da pekiştirmektedir.

Sonuç ve Sıkça Sorulan Sorular

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde başarı, artık sadece saha içinde sergilenen yetenekle değil, aynı zamanda kulüplerin karmaşık idari ve stratejik kurallara ne kadar ustalıkla uyum sağladığıyla da ölçülmektedir. 2025-2026 sezonu, yeni 36 takımlı lig formatının getirdiği artan maç yükü ve rekabetle birlikte, kadro planlamasının önemini zirveye taşımaktadır.

Kulüplerin, lig aşaması için 2 Eylül 2025 ve eleme turları için 5 Şubat 2026 gibi kritik son bildirim tarihlerini titizlikle takip etmesi; A ve B listelerinin sunduğu imkanları ve kısıtlamaları doğru yönetmesi; ve en önemlisi, UEFA’nın “yerli oyuncu” kuralının inceliklerini anlayarak altyapı ve transfer politikalarını buna göre şekillendirmesi gerekmektedir. Özellikle Türk kulüpleri için TFF’nin yabancı kuralı ile UEFA’nın yerli oyuncu kuralı arasındaki dengeyi bulmak, Avrupa sahnesindeki rekabet güçlerini doğrudan belirleyen en temel unsurdur. Sonuç olarak, modern futbolda zafer, sadece en iyi oyunculara sahip olanın değil, aynı zamanda kuralları en iyi anlayan ve bu kurallara en akıllıca adapte olanın olacaktır.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Şampiyonlar Ligi kadrosu en fazla kaç kişi olabilir? A Listesi’ne en fazla 25 oyuncu kaydedilebilir. Ancak kulüp, 8 kişilik yerli oyuncu kotasını dolduramazsa bu sayı eksik oyuncu kadar azaltılır. B Listesi’ne ise uygun kriterleri karşılayan sınırsız sayıda genç oyuncu eklenebilir.

B listesine hangi oyuncular yazılabilir? B Listesi’ne, UEFA’nın o sezon için belirlediği doğum tarihinden (2025-26 sezonu için 1 Ocak 2004) sonra doğmuş ve 15 yaşından itibaren kulüpte kesintisiz en az iki yıl oynama uygunluğuna sahip olmuş oyuncular kaydedilebilir.

Devre arasında transfer edilen oyuncu Şampiyonlar Ligi’nde oynayabilir mi? Evet. Kulüpler, eleme aşaması için kadrolarına en fazla üç yeni oyuncu ekleyebilir. 2018-19 sezonundan beri “cup-tied” kuralı geçerli olmadığından, bu oyuncular sezonun ilk yarısında başka bir takımla Avrupa kupalarında oynamış olsalar bile yeni takımlarıyla sahaya çıkabilirler.

Bir takımda altyapıdan kaç oyuncu olmak zorunda? A Listesi’nde en az 8 “yerli oyuncu” bulunmalıdır. Bu 8 oyuncunun da en az 4’ü “kulüpte yetişmiş” (15-21 yaş arası 3 yıl mevcut kulüpte eğitim almış), geri kalanı ise “federasyonda yetişmiş” (15-21 yaş arası 3 yıl aynı ülke federasyonundaki herhangi bir kulüpte eğitim almış) statüsünde olmalıdır.

Türk takımları için en büyük zorluk nedir? En büyük zorluk, TFF’nin Süper Lig için getirdiği yabancı oyuncu sınırlandırması ile UEFA’nın 8 yerli oyuncu zorunluluğunu aynı anda dengelemektir. Bu durum, kaliteli yerli oyuncu pazarında fiyatların artmasına ve kadro mühendisliğinde karmaşık sorunlara yol açmaktadır.

Yeni Şampiyonlar Ligi formatı neden kadro derinliğini daha önemli hale getirdi? Çünkü yeni formatta Son 16 turuna ulaşmak için takımların 6 yerine en az 8, potansiyel olarak 10 yüksek tempolu ve rekabetçi maç oynaması gerekmektedir. Ligdeki her maçın sıralama ve bir sonraki turdaki avantajlar açısından önemi olduğundan, “formalite maçı” kavramı ortadan kalkmıştır. Bu da sakatlık ve yorgunluk riskini artırarak geniş ve kaliteli bir kadroyu zorunlu kılmaktadır.